**
Dün birini son kez gördüm. Bugün de görüşecektik, ama gelmedi. O yüzden veda edemedim. Dünün onu son görüşüm olacağını bilmiyordum. Bilsem daha mı iyiydi? Birini son kez görüşünüzün "son" olduğunu bilmeyi mi, yoksa bilmemeyi mi tercih ederdiniz? Ben karar veremedim. Böyle durumlarda yapıma hiç uymayan kaderci bir anlayışla "Zaten eğer hayatımda olması gereken biriyse, günün birinde nerede olursam olayım mutlaka karşıma çıkacaktır" diyerek avutuyorum kendimi. Sentimental, I know.
6 comments:
"The ink in which our lives are inscribed is indelible."
Malesef (ki bu kelimeyi çok inanarak kullanıyorum bu cümlede) öyle.
Oops, ben bunu hayatımızı kendimiz yazıyoruz ve geri dönüş yok olarak yorumladım. Önceden yazılı olduğuna inanıyor muyum, pek emin değilim.
Never too late to believe.
Neden?
Kişi; ancak kişisel bir trajedinin kaynağını gizleme amacı taşıyorsa, "Neden?" sorusunu boğucu çarpıtmaların ardında yok etme isteği duyar.
Yazmışım bugün.
Post a Comment