Monday, 29 August 2011

days before you came

Yetiştiremeyeceğim diye fena halde endişelendiğim tezim sonunda bitti. Aslında yazma faslı dün öğleden sonra bitmişti, ama editlemesi, referansları, sayfa düzenlemesi falan derken geceyarısını buldu bitirmem. Sayfa numarası ekleyip ona göre içindekiler kısmını düzenler, yatarım diye düşünüyordum ki, Word'de sayfa numaralarını 4. sayfadan başlatmanın insana saç baş yolduran bir şey olduğunu fark ettim. Dosyayı bölümlere ayırdım, 1. sayfa olmasını istediğim bölüm başına gidip oradan koymayı denedim falan, yine de üsttekileri de numaralıyordu. Annem kendi laptopunda, ben benimkinde gece 3'e kadar bununla uğraştık. En sonunda idare eder bir hale getirdik dosyayı ve yattık.

Sabah zombi modunda uyandığımda saat 6'ydı. Tezimi son bir kez okuduktan sonra bastırıp ciltletmek üzere Bornova'ya doğru yola çıktık. Bayram arifesi sabahın 8'inde açık yer bulamayacağımızı tahmin ettiğimizden önceden bir ciltçiyle anlaşmıştık. Gittik, adam ortada yok ve telefonu da kapalı. Ben panik ve sinir içinde kafayı yiyorum, gördüğümüz her fotokopici kapalı falan yarım saat dolandıktan sonra adama ulaşmayı başardık. O işi de halledip tezimi Londra'ya yollanmak üzere kuryeye verdik.

Ocak'tan beri falan bu işle uğraştığım düşünülürse, 8 aylık emeğimin sonucunu elimde mini bir kitap olarak görmek çok fantastik duygular uyandırdı içimde.

Son 1 aydır yemek ve duş araları dışında abartısız yatıp kalkıp tezimle uğraştığımdan şu anda inanılmaz boş hissediyorum, "Hayat ne anlamsız" ruh halindeyim. ÖSS sonrası da böyle olmuştum, insan o stres süreci boyunca "Keşke boş zamanım olsaydı" diye düşünürken birden boş kalınca neye uğradığını şaşırıyor. Hala normal bir ruh haline dönemedim. Tez yazma süreci boyunca ev taşıma faslı beni etkilemesin diye yabancı bir evde kalmış olmamın, ve bugün yeni evimize ilk kez gidişimin de etkisi var muhtemelen.

Günlerdir yazmak istediğim çok şey vardı, ama şimdi yazamıyorum hiç birini.

Yarın Çeşme'ye gidiyorum, oradan Sakız'a gideceğiz birkaç gün. Sonra yine Çeşme, ve Babylon Soundgarden'a. Hayat umarım normale döner o sırada.

No comments: