Monday 11 July 2011

rabiosa

Yine 5-6 günde bir yazar hale geldim, ama elimde değil sevgili blog. Ben depresifken, kızgınken, aşık olduğumu sanarken ya da bir alışveriş maratonu ardından en yaratıcı halimde oluyorum. Mutlu ve huzurluysam, ama mutluluğum belirgin, tek bir ana değil de genel olarak o anki ruh halime bağlıysa pek yazasım gelmiyor. Daha doğrusu yazacak şey bulamıyorum.

İngiltere'den döndüğümden beri kuzenimle Çarşamba ya da Perşembe'den Çeşme'deki yazlığa gidiyor; bütün günü havuz/deniz başında güneşlenip yüzerek, akşamları da Skins falan izleyerek geçiriyoruz. Haftaiçleri de tezimle uğraşıyorum. Ya da uğraşmaya çalışıyorum desek daha iyi olur. Okul bitmiş, Londra'daki okul dönemi evimi boşaltıp İzmir'e taşınmışken bu yaz sıcağında hiç de tez yazılmıyor cidden. Zaten normalde 5 dakika olan attention span'im 2 dakikaya inmiş durumda. Bir sürü Ritalin'le bile okuduğum her paragraftan sonra Facebook ve emaillerime bakmak için önlenemez bir ihtiyaç duyuyorum, bakmasam bile aklım bambaşka yerlere gidiyor. Dönem süresinde 3 günde araştırıp yazacağım şeyi 3 haftada falan yazdım. Ama yine de yazdım, bitti diye mutlu oldum, "Birkaç hafta içinde bana yazıp yolla" demiş olan danışmanıma yolladım. Birkaç saat sonra "Kusura bakma, dönem bittiği için artık bunu okumam mümkün değil, diğer arkadaşlarına haksızlık olur" diye bir cevap geldi. Fena halde sinirlendim.

Danışman;

- Bana "Ben dönem bittikten sonra 1-2 hafta daha buralardayım, 2 hafta sonra görüşelim" diyen, "2 hafta sonra Türkiye'de olacağım" dediğimde, "İyi o zaman, birkaç hafta sonra bana maille yolla" diyen sen değil miydin?

- 3 hafta sonra, dönemin bitişinden 10 gün sonra yolladım işte; 3 hafta "birkaç hafta" değil midir?

- Madem belli bir tarihten sonra bakmayacaktın, neden bana kesin bir tarih söylemedin ki o tarihe yetiştireyim?

- Diğer arkadaşlarımın danışmanları yazdıklarını bu yaz bir kez daha okuyacaklar, yani kimseye bir haksızlık olacağı yok.

Şimdi kadına bir mail atıp bu noktalardan birkaçına değinesim var, ama hangilerine? Okumayı kabul etse bile, zorla okuduğu bir şeye nasıl bir feedback verir? Öf kesinlikle.

Bu Goldsmiths hocaları sorunlu mu gerçekten? Madem yazın danışmanlar kıçını kaldırıp bilgisayar başına geçip 3 sayfa şey okumaya üşenecek, o zaman tez danışmanlığı ve workshop'ları neden Nisan'a kadar başlamıyor? Şunları Şubat'ta, hatta Kasım'da falan başlatsanıza? İkisi dışında hiç biri hayatında tez yazmamış, çoğu İngiliz eğitim sistemiyle ilk kez karşılaşan ve neye uğradığını şaşıran insanların tek başına, doğru düzgün yol gösteren hocalar olmadan tez yazmasını beklemek nasıl bir saçmalıktır?

Süper akademisyenler var ama Goldsmiths'de kimse bir boku düzenlemeyi, yönetmeyi beceremiyor valla. Kent'te herkes ne kadar yardımcı oluyormuş öğrenciye, ne kadar ilgiliymiş, her şey ne kadar rahat yürüyormuş bu sene anladım. Ben bu bölüm sekreterlerinin, başkanlarının, danışmanların, convenor'ların yerinde olsam işimi doğru düzgün yapamadığım için kendimden utanırım şahsen.

**

Bostanlı'ya Schlotzsky's açılmış yokluğumda. Şaşkınbakkal'da yaşarken Schlotzsky's ile besleniyordum haftanın 3-4 günü, ve deliler gibi özlemiştim. O yüzden Bostanlı'ya bir şube açtıklarını duyunca çok mutlu oldum, bu akşam gidip ranch patates ve pesto makarna salatası yemeyi planlıyordum. Gitmeden menüye bakayım dedim Yemeksepeti'nden, pesto makarna salatası yoktu. Menüden kaldırdılar herhalde. Ama o menüdeki en güzel şeylerden biriydi. Yazık olmuş.

Bir de Arby's açsalar İzmir'e, kalori falan demeyip 40 gün 40 gece fast food yiyeceğim.

**

Haftaya Çarşamba doğumgünüm. Plan yapma stresine girdim iyice. Keşke süper arkadaşlarım benden habersiz plan yapsalar, bana sadece gitmesi kalsa.

No comments: