Friday, 17 September 2010

what will we do when our luck runs out on us

Hayatımın bu dönemi bir blog post'u olsa ve bir etiket yapıştıracak olsam "yeni başlangıçlar" diye etiketlerdim. Normalde -yani değişimsiz zamanlarda- bile karakterimin büyük parçalarından olan nostalji hissim bu değişim zamanında artmak yerine tamamen yok oldu. 2 gün sonra kendimi başka bir şehirde bir otel odasında bulduğumda ve koca şehirde sadece bir tek arkadaş dışında herkesin bana yabancı olduğu gerçeğini algılamaya başladığımda geri gelir ama herhalde o nostalji hissi.

Yarın gece Londra'ya dönüyorum. Sabaha karşı abuk bir saatte orada olacağımdan ve otelin check in saati öğlen olduğundan Gatwick havaalanında 4 saatlik bir sleeping pod kiraladım uyumak için. Daha sonra da 4 gece kalacağım otelime gidip ev aramaya başlamayı planlıyorum. O sürede taşınılabilecek durumda bir ev bulamamış olursam ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yok.

Belirsizlik ve haftaya nerede yaşıyor olacağımı bilmemek içimi sıkıyor; ama herşeye baştan başlamak için 3. bir fırsatım olduğu için mutluyum. İlk ikisinde pek başarılı olamamıştım çünkü. Bu sefer öğrencilik hayatımı bir adet social butterfly olarak geçirmeyi planlıyorum. Son yıllarda üzerimden çıkarmadığım asosyalliğim Londra'ya adım attığım anda dolabımın karanlık köşelerinde yerini alacak bu sefer.

Bunları düşünürken aklımda Maximo Park çalıyor:

What happens when you lose everything? You just start again, you start all over again.

2 comments:

Anonymous said...

Orada herkesin zor zamanları oluyor.Sabırlı olmak gerek.Yeni başlangıçlar iyidir.Para sorun değilse zone 1 yada zone 2 ev bulmak için tercih edebilirsin.Kuzey,güney ve doğu londranın bazı bölgeleri pek tekin yerler değil.London bridge ile putney bridge arasında kalan bölgede ev bulabilirsen rahat edersin.Bol şans.

zerofeelings said...

marble arch tarafında bir ev buldum sonunda, dün taşındım. şu anda yeni ev temizleme, düzenleme, eşya boşaltma vs. stresi içindeyim. kent'te tek başıma yaşarken hiç korkmamıştım başıma bir şey gelir diye, ama central london ortasında o kadar gece sürekli bir yerlerden bir sesler geliyor ki ev arkadaşlarım taşınana kadar gece doğru düzgün uyuyamayacağım sanırım.

bir de beni ingiltere'ye dönmeme 3 gün kala facebook üzerinden terk eden eski sevgilimden -kent- eşyalarımı nasıl yeni evime taşıyacağım sorusu var. man in a van türü bir şey tutmak zorunda kalacağım gibi.

yorumun için teşekkür ederim, şu anda o kadar yalnız hissediyorum ki birinin yazdıklarımı okuyup yorum yazması bile bana iyi geliyor.