Tuesday 7 September 2010

we need to concentrate on more than meets the eye




Bu sabah aklımda bu şarkıyla uyandım. Hem nostaljik, hem de geleceği merakla bekleyen; hem hüzünlü, hem de umutlu bir şarkı. Seviyorum.

Placebo'yu 6. kez canlı izleyecek olmama 20 gün kaldı. Bir yandan hiç bir zaman 2000'deki konserleri gibi bir setlist dinleyemeyeceğime üzülüyorum, bir yandan da onları yeniden göreceğim için mutluyum.

Them's the breaks,
For we designer fakes,
We need to concentrate on more than meets the eye.

Them’s the breaks,
For we designer fakes,
But it's you I take, cause you’re the truth, not I.

There are twenty years to go,
A golden age, I know,
But all will pass, will end too fast, you know

There are twenty years to go,
And many friends I’d hope,
Though some may hold the rose, some hold the rope.


Ne kadar doğru. Zaman çok çabuk geçiyor, şimdi geçmişe özlem duyarken 2 yıl sonra bu zamanı özlüyor olacağım. Ve evet, insanın karşısına çıkan "arkadaşlar"; though some may hold the rose, some hold the rope.

Göze görünmeyeni görebilme konusunda daha iyi olabilmeyi umuyorum.

2 comments:

inatçı hardal said...

"And many friends I’d hope,
Though some may hold the rose, some hold the rope."
şimdi şu sözleri görünce tekrar içim cız etti.
en son placebo konserini 4 yıl önce izlemişim.koskoca 4 yıl.bir yandan yakın geliyor daha dün gibi,bir yandan da 4 yıl çok uzak gözüküyor yaşanılanlardan sonra.ardından twenty years çalıyor veya sözlerine denk geliyorsun (blogunda olduğu gibi) o zaman, "zaman farkındalığı,arkadaşlarının ne kadar değişmiş olması farkındalığı[yeni gelenler,gidenler,kalanlar] " karşına çıkıyor.
bitişinde çok güzel demişsin "Göze görünmeyeni görebilme konusunda daha iyi olabilmeyi umuyorum." umarım istediğin gibi de olur.

zerofeelings said...

rock'n coke'daki konser mi 4 yıl önce gittiğin?

ben o konseri ve genel olarak 2006 yılını özlüyorum. o zaman hayatımda olan insanları, ilk kez ailemi bırakıp istanbul'a taşınmış olmayı, üniversiteye yeni başlamış olmayı, 17 yaşında olmayı, pişman olduğum seçimleri henüz yapmamış olmayı özlüyorum.

insanların ilk bakışta görünmeyen yönlerini görebilmek ve yüzeylerinin altına inmek konusunda o zamana göre çok daha başarılı olduğumu düşünüyorum, ama yetmiyor tabii.