Friday, 30 October 2009

i'm always in this twilight

Her yıl bu dönemler beni eski sevgili depresyonu basıyor. Kendisini değil, ilişkimizi fena halde özlüyorum. Kendimi tokatlayıp "Naptın sen" diye sormak istiyorum. Ve zamanı geri döndürme isteğimin boyutlarını anlatmam imkansız, içim sıkışıyor geçmişi düşündüğümde, o kadar özlüyorum. Hayatta "Her işte bir hayır vardır" mantığımın ve ders aldığım hatalarımın tek istisnası o insan, keşke keşke *keşke* zamanı geri döndürüp başka şekilde davranabilsem, gerçekten hayattaki tek pişmanlığım bu. Kaybettiğim başka hiç bir insan umrumda değil, arkasından çok ağladığım insanlar bile zamanla mutlaka "Aman siktirsin, buna mı üzülmüşüm salak gibi" tepkisi uyandırır hale geliyor bende, tek istisnası bu dediğim gibi. Davranışlarıma geri dönüp baktığımda gerçekten "Niye sana öyle davrandım ki ben" dediğim, hayatımdan çıkmasıyla ilgili "Kendi kaybeder" demek yerine benim kaybettiğimi bildiğim tek insan. İronik şekilde özlediğim "o" da değil aslında, yani en son görüşmemizde bambaşka bir insandı kafamdaki imajdan, ve özlüyor olduğum şey kesinlikle bu değil.

Onun değiştiği kadar ben de değiştim, evet. 2 yıl önce olduğum insanla alakam yok şu an, hatta 2 yıl önceki halimle beni karşılıklı oturtsalar "Hadi içelim bari"den başka bahsedecek şey bulamam büyük ihtimalle. Hayatta önem verdiğim şeyler ve insanlar 175 derece falan değişti, artık geçici arkadaşlıklar ve anlık zevkler beni mutlu etmiyor. Ne beni mutlu ediyor sorusuna henüz kesin bir cevap bulmuş değilim, ama en azından "mutlu etmeyenler" kategorisinin varlığı bile ilerleme kaydettiğimin işareti diye düşünüyorum.

Evet, nostalji ve özlem dolu ruh halime dönersek, şu sözlerden daha açıklayıcı birşey asla bulamam herhalde:

The stars, the moon, they have all been blown out, you left me in the dark. No dawn, no day, I'm always in this twilight, in the shadow of your heart.

Evinin kapısına gelip "YOU LEFT ME IN THE DARK!!" diye bağırasım var, ve sana mı lanet ediyorum kendime mi belli değil. Gelecekteki tüm ilişkilerimin içine ettiğinden şüphelenip korkuyorum.

No comments: