Reading'deydim bu haftasonu ve fark ettim ki çok, çok yaşlı hissediyorum kendimi. Yaşıma göre hiç normal olmayan bir blasélik var üstümde eğlenmek konusunda. Neden bilmiyorum, ama festival/konser ortamlarında kendi yaşımda hatta benden 10 yaş büyük insanları sabahın köründe içmeye başlayıp bütün gün sarhoş sarhoş dans edip tepindikten sonra sabaha kadar ayakta gördükten sonra ne zaman gün boyunca sadece diyet kola içip akşam 10'da çadırına gidip uyuyan biri haline geldim merak ediyorum. Özellikle kalabalık ortamlar dayanılmaz hale geldi bir süredir. Geçen kış Justice'i izlemeye gidip daha başlamadan insanların arasında ezilmeye başladıktan sonra "Nefes alamıyorum ben, gidelim" yapmıştım ve o biletleri bulabilmek için nerelerimi yırttığım konusunda bir dakika bile düşünmeden izlemeden çıkmıştık. Bu sene La Roux'da başıma geldi bu neredeyse. Reading'in oha line-up'ı arasında daha fazla izlemek istediğim bir grup yoktu, bütün haftasonu o anı bekledikten sonra 1,5 saat önceden La Roux'nun çıkacağı ve nedense festivalin en küçük çadırı olan sahneye gittik ve Lightspeed Champion sahneden inene kadar gayet normal bir sıkışıklık derecesi vardı, ah en öndeyiz falan modundaydım, sonra birden nasıl olduysa her taraftan milyonlarca insan ittirmeye başladı ve kendimi In for the Kill'den başka şarkı bilmeyen, "Ginger Twat" falan deyip durmalarından anladığım kadarıyla grubu seviyor bile olmayan, felaket sarhoş ve kocaman İngiliz holigan adamlarının arasında buldum. Elly sahneye çıktı, konser başladı, o anda siktir diye geçirdim aklımdan, ve hayatımda o kadar ezildiğim, gerçekten bir an yere düşüp üstüme basılarak ölsem kimsenin birşey yapmayacağını fark ettiğim hiç bir an olmamıştı. Yok artık dedirten bir mosh pit başladığında dışarı çıkabilme ihtimalimin de kalmadığını anladım, bitsin diye dua ettiğim rezalet bir tecrübeydi kısacası. Duyabildiğim kadarıyla La Roux mükemmeldi, Elly'nin sahnede o kadar iyi olacağını tahmin etmemiştim. Evet, konser bittikten sonraki 2 saati "F-ing wankers, I hope they die" diye sinirimden hıçkıra hıçkıra ağlayarak geçirmiş olabilirim. Uygarlıktan nasibini almamış insanlara zaten sinir oluyorum, ama hayatımda 12 yaşımdayken ilk kez Placebo dinlediğimden beri yaşamamış olduğum kadar aşırı bir takıntıyla tapıyor olduğum La Roux'yu benden başka kimse izlesin istemiyorum, kıskanıyorum, SİNİRİM BOZULUYOR.
Bütün haftasonu boyunca tamamen ayıktım, garip bir tecrübeydi. Herşeyin tamamen farkında olmak ve hepsini hatırlamak süper birşey. Kings of Leon'un yarısında çıkıp Billy Talent izlemeye gitmemiz, tam o anda Line & Sinker çalmaya başlamaları, o bitince tuvalete doğru yürürken Lisa'nın "Hep en uzun boylu herifler benim önümde oluyor, sinir oluyorum" muhabbeti yapması, "Hiçbiri Placebo'daki Stefan kadar uzun boylu olamaz" cevabını vermem, 10 saniye geçmeden birinin yanımdan geçerken bana çarpması üzerine kafamı kaldırıp bakınca o birinin Stefan olduğunu görmem, eşzamanlılık ve tesadüfler oha dedirtiyor bazen bana kesinlikle, ilahi bir gücün varlığına dair düşüncelere falan dalıyorum sonra.
Bu aralar favori pubım olan Wotever'ın dün Vauxhall'a taşınması, Vauxhall'un Londra metrosunda Brixton'la arasında tek bir durak bulunması, Elly'nin Brixton'da yaşıyor olması bu gücün varlığına dair bir kanıt olabilir mi acaba? Stalker olduğum için tutuklanırken "God made me do it" diyebilir miyim? İnsan nasıl stalker olur? Ünlü birinin ev adresi nasıl öğrenilebilir? Gerçekten aşırı derece bu konuya kafa yoruyorum Pazar gecesinden beri, hatta tek düşündüğüm şey denebilir. Şu ana kadar Brixton'da yaşadığını öğrenebildim sadece -I love Google-, Brixton'ın en zengin sokaklarında sabahtan akşama gezinsem olur mu acaba? Elly'le karşılaşsam, "Tonight out on the streets I'm gonna follow you, I'm gonna give you all you want" diye Tigerlily söylesem ona. Ciddi olarak düşünüyorum bunu. Şu takıntı seviyem benim için bile çok fazla.
I'm obsessively, insanely, uncontrollably in love with Elly and she doesn't even know I exist. I can't stop thinking about how much I just want to hold her and tell her everything will be okay. That I would never leave her. How fucked up is that?
I know you better than this
I could be here when you call
I'll make you top of the list
And in the crush of the dark
I'll be your light in the mist
I can see you burning with desire for a kiss
Psychobabble all upon your lips
"Have you ever felt like you're being followed?
Or watched the ones that held your stare?
Turned around to see who's behind you to find there's no one there?
Lurking in the dark
There's someone who breathes you night and day
There's a friend who wants so much more
And if they can't have you
They'll never let you walk away"
Bütün haftasonu boyunca tamamen ayıktım, garip bir tecrübeydi. Herşeyin tamamen farkında olmak ve hepsini hatırlamak süper birşey. Kings of Leon'un yarısında çıkıp Billy Talent izlemeye gitmemiz, tam o anda Line & Sinker çalmaya başlamaları, o bitince tuvalete doğru yürürken Lisa'nın "Hep en uzun boylu herifler benim önümde oluyor, sinir oluyorum" muhabbeti yapması, "Hiçbiri Placebo'daki Stefan kadar uzun boylu olamaz" cevabını vermem, 10 saniye geçmeden birinin yanımdan geçerken bana çarpması üzerine kafamı kaldırıp bakınca o birinin Stefan olduğunu görmem, eşzamanlılık ve tesadüfler oha dedirtiyor bazen bana kesinlikle, ilahi bir gücün varlığına dair düşüncelere falan dalıyorum sonra.
Bu aralar favori pubım olan Wotever'ın dün Vauxhall'a taşınması, Vauxhall'un Londra metrosunda Brixton'la arasında tek bir durak bulunması, Elly'nin Brixton'da yaşıyor olması bu gücün varlığına dair bir kanıt olabilir mi acaba? Stalker olduğum için tutuklanırken "God made me do it" diyebilir miyim? İnsan nasıl stalker olur? Ünlü birinin ev adresi nasıl öğrenilebilir? Gerçekten aşırı derece bu konuya kafa yoruyorum Pazar gecesinden beri, hatta tek düşündüğüm şey denebilir. Şu ana kadar Brixton'da yaşadığını öğrenebildim sadece -I love Google-, Brixton'ın en zengin sokaklarında sabahtan akşama gezinsem olur mu acaba? Elly'le karşılaşsam, "Tonight out on the streets I'm gonna follow you, I'm gonna give you all you want" diye Tigerlily söylesem ona. Ciddi olarak düşünüyorum bunu. Şu takıntı seviyem benim için bile çok fazla.
I'm obsessively, insanely, uncontrollably in love with Elly and she doesn't even know I exist. I can't stop thinking about how much I just want to hold her and tell her everything will be okay. That I would never leave her. How fucked up is that?
I know you better than this
I could be here when you call
I'll make you top of the list
And in the crush of the dark
I'll be your light in the mist
I can see you burning with desire for a kiss
Psychobabble all upon your lips
"Have you ever felt like you're being followed?
Or watched the ones that held your stare?
Turned around to see who's behind you to find there's no one there?
Lurking in the dark
There's someone who breathes you night and day
There's a friend who wants so much more
And if they can't have you
They'll never let you walk away"
Ayrıca dünyadaki en şirin gülümsemeye sahip insan olarak I don't do smiles modunda olmamalı kesinlikle.
No comments:
Post a Comment