Monday 2 March 2009

michelle, possess and undress me


Dante's Cove bugünlerde favori dizim. The L Word'ün son sezonunun bende gayet hayal kırıklığı yaratması sonucu Hotel Dante sakinlerinin yaşamlarını röntgenlemeye adadım kendimi. Charmed ve The OC karışımı, ama karakterlerin neredeyse tamamı gay olan bir dizi Dante's Cove. En sevdiğim kısmı ise oyuncuların da genelde gerçekten gay olmaları, dolayısıyla oldukça düşük bütçeli bir yapım, öyle ki bazen cheesy sahneler, dandik efektler komik hale geliyor. Ama Lisa'nın dediği gibi:"It's so cheesy it's great". Bölüm başına ortalama 10-15 tane penis görebiliyoruz ayrıca, yapımcılara sesleniyorum buradan, seksist olmayın lütfen, we want pussy!!

Ve Michelle Wolff obsesyonum gökyüzüne yükselen boyutlara ulaşmış durumda. 1 milyar uçak bileti parası bayılıp Los Angeles Pride'a ya da LA'deki favori gay barına gitmeyi planlamaktayım ciddi halde. Stalker'vari davranışımın bahanesi ise kendimi onun hayatımın kadını olduğuna inandırmış olmam. Benden 15 (tahminen) yaş büyük olması, dünyanın öbür ucunda yaşaması, bir sürü baby dyke'ın götünün dibinde dolanıyor olması ve kocaman egosu takıntı seviyemde en ufak bir düşüşe yol açamıyor malesef. Onun dışındaki herkes çirkin geliyor bana. NME Big Gig öncesi The O2'da Strongbow içip sevgilimi beklerken aşırı derecede Michelle'e benzeyen ve "Oha kız aşırı taş" edasıyla ağzımın ciddi anlamda bir O şeklini almasına neden olan birini gördüğümden ve o biri bana baktığında heyecandan fena olduğumdan bahsetmiş miydim? Sonra telefonu çaldı o birinin, ve sesini duyduktan sonra anladım ki aslında kendisi bir kız değil, fazla skinny jean'iyle bir adet indie boy'muş. Pfh. Talk about luck.

Bu arada neden dizideki tüm erkekler kaslı ve parlak? 3. sezona geldikçe iyice parlamaya başlıyorlar. Ayrıca bu Dante'nin koyunda t-shirt/gömlek giymek ve straight olmak yasak sanırım. Beni oraya taşısınlar.



No comments: