Ukala sanılmam da bu üstteki durumdan kaynaklanıyor. Hatta şu dakika şunu yazarken "İnsanı sallamıyor hissi uyandırıyorsun" dedi biri. Gerçekten öyle değil. Sallamıyor değilim (tabii ki doğru düzgün tanımadığım insanı sallamam, o bambaşka bir şey). Ukala hiç değilim. Gün içinde kafamdan kendimle ilgili ne kadar özgüven yoksunu düşünceler geçtiğini bilse kimse bana ukala demez kesinlikle.
Tuesday, 10 May 2011
the colder your touch, the more it turns me on
Şu son 1 hafta içinde 4-5 ayrı insan beni "Buz Kraliçesi" olarak tanımladı. Dışarıdan soğuk ve ukala görünüyormuşum. Bunu yıllardır duyardım, ama uzun zamandır bu kadar sık duymamıştım (neredeyse iletiştiğim herkesten duydum bu hafta). Soğuk görünmemi anlayabiliyorum, çok iyi anlaştığım insanlar dışında (ki sayısı bir elin parmaklarını geçmez) alkol almadıysam kimseyle çok konuşmam. Arkadaş ortamlarında ya da derslerde konuşan değil, dinleyen ve sadece kendisine direk bir soru sorulduğunda ağzından bir laf duyabileceğiniz biriyimdir. Sadece dinlemek beni sıkmaz, tamamen muhabbetin dışına itilmediğim sürece. O zaman "Kimse bana ilgi göstermiyor" diye düşünmeye başlarım, moralim bozulur, kendimi laflamak gibi herkesin yapabildiği basit bir şeyi beceremiyormuş gibi hisseder ve bir bahane uydurup gitmenin yollarını ararım. Bir şekilde arada bana bir şeyler sorarak ya da direk olarak benimle konuşarak beni de ortama dahil eden arkadaşlara ihtiyacım var. Yoksa oturduğum yerde otururum genelde. Havadan sudan gerçekten konuşamıyorum, benim için tahmin edemeyeceğiniz kadar zor bir şey sosyalleşmek. O yüzden insanlar bunu soğukluk olarak görüyorlar. Ama değil. Aksine, iyi tanıdığım insanlara gayet sıcak olduğumu düşünüyorum. Tanımadığım insanları da ırkçı, seksist, homofobik, aşırı milliyetçi, AKP'ci falan olmadıkları sürece tanımaya açığım; hatta yeni insanlarla tanışmaya bayılıyorum. Bana Facebook'tan ulaşın tanışalım hatta, o derece.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
4 comments:
kendimi bildim bileli aynı şey bana da söylenir. soğuk nevale, buzdolabı vs. dışarıya bu şekilde görünmek ve sadece seni tanıyanların gerçek halini bilmesi güzel bir şey bence. güç kalkanlarının sürekli devrede olması, herkesin yanaşamaması filan. huzur verici.
soğuk, yanaşılmaz görünmeye hiç bu kadar pozitif bakamadım malesef. başkalarına yanaşmayı hiç beceremeyen bir insan olarak bir de yanaşılmaz olmak = fena halde yalnızlık.
bu sebepten dolayı uzun süre acı çektikten sonra pozitif bakmayı öğreniyorsun ben öğrenmeye çalıştım en azından. madem değişemeyeceğim.
bunun değişemeyecek bir şey olduğunu sanmıyorum, sadece daha "sıcak" biri gibi görünmek benim için insan üstü bir çaba gerektiren, deli gibi enerjimi çalan ve haftada 3-4 saatten fazla yapamadığım bir şey. o açıdan değişemeyiz demek belki de doğru, haklısın. bakış açını sevdim, ben de öyle bakabilmek istiyorum.
Post a Comment