Geçen günkü Depeche Mode faciasından sonra kendimi alışverişe verdim. Bu aralar makyaj malzemesiydi, cilt bakımıydı falan öyle şeylere takmış durumdayım (anti-aging işine ne kadar önce başlanırsa o kadar iyi diye düşünüyorum). Hem kozmetik hem de cilt bakımı ürünleri birbirinden cici olan Soap and Glory'e sardım bu aralar. Fiyat olarak biraz tuzlu, ama yurtdışında denk gelirseniz mutlaka bir deneyin derim.
İngiltere'ye bu sene yaz gelmek bilmedi, Haziran geldi hala montla geziyoruz, ama yine de ışıltılı pudra almasam olmazdı. Uzun zamandır parıltılı ama yüzümü sime bulanmış gibi göstermeyecek bir pudra arıyordum, sonunda buldum.
Işıltılı pudra falan dedim diye her gün makyajla geziyorum sanılmasın. Hafta içleri makyaj yapmak yerine 10 dakika daha uyumayı tercih ettiğimden genelde sadece SPF'li nemlendirici, allık ve renksiz dudak nemlendiricisi sürüp çıkıyorum. Allık olmadan yüzüm çok soluk görünüyor ve maalesef toz allıklar çok kalıcı olmuyor. Stila'nın krem allığını denedim geçenlerde, o da çok doğal durmasına rağmen uzun ömürlü olmadı. Sonunda Soap and Glory'nin jel allığını aldım. Sabah eve giderken sürdüm, işe gittim, iş sonrası dışarı çıktım, 15 saat sonra eve geldiğimde yanaklarım hala pembeydi. Mükemmel!
Marc Jacobs'ın böyle politik temalı t-shirt'lerine bayılıyorum.
Onun dışında geçenlerde tansiyonum çok yüksek çıktığı ve doktorum beslenmene dikkat et uyarısında bulunduğu için diyete başladım. Tuzsuz hayat gerçekten çok sıkıcı, ama en azından daha sağlıklı beslenir ve hatta evde yemek pişirir oldum. Chorizolu ve karidesli paellam ile mozzarella-domates salatama çok emek verdiğim için paylaşıyorum :)
Uzun bir gün sonrası eve geldiğimde beni Chanel'in promosyon amaçlı gönderdiği seyahat boyu maskaralar bekliyordu. Hiç topaklaşmamasını tuttuğum, ama hacim verici olmasına rağmen varlığıyla yokluğu bir olan bu maskaraya kim niye para verir bilmiyorum, ben vermediğime memnun oldum şahsen.
Son olarak normalde $1400 fiyatlı Marc Jacobs Casey'e eBay'de 54 pound'a denk gelerek günün fırsatını yakaladım sanırım!
Yüzeysel şeylerle dolu bu post'tan sonra Pazartesi daha "derin" mezvularla geri döneceğim.
No comments:
Post a Comment