Friday, 5 October 2012

prorsum

Çok acayip bir hafta geçirdim. Geçen Perşembe gecenin 2'sinde kalkarak Polonya'ya doğru yola çıktım. Babamla buluştuk, Cuma ve Pazar Varşova'yı, Cumartesi ise Krakow ile Auschwitz ve Birkenau toplama kamplarını gezdik. Özellikle Auschwitz'i gezmek ömrümden birkaç sene götürdü, rehberle neyin ne olduğu bilinerek gezildiğinde gerçekten insanın ruhuna işleyen bir yer. Böyle şeylerden kolay etkilenen biri değilim, ama gaz odalarına girmek ve insanların yakıldığı fırınları görmek gerçekten beni düşüncelere sürükledi. Herkes hayatında bir kez bu kampları ziyaret etseydi, şu an dünyada var olan sebepsiz nefret duygularının çoğu olmazdı diye düşünüyorum. Mutlaka gidin görün.

Onun dışında her şey acayip ucuzdu, yerel yemekler çok lezzetliydi, kadınlar çok güzeldi ve konuştuğum herkes çok güleryüzlü ve yardımseverdi. Çok düşük beklentilerle gitmiştim, beni şaşırtan bir haftasonu oldu.

**

Pazartesi D ile birlikte Burberry'nin Hackney'deki outlet mağazasına gittik. İçerisi yabancı turist kaynıyordu. İndirimde olan ürünler dışında outletin fiyatları normal yaz ya da Boxing Day indiriminde göreceğiniz fiyatlardan pek farklı değildi. Üstelik 10'un üzerinde beden bulmak imkansız gibiydi. D ile birlikte bir saat boyunca mağazadaki yaklaşık 30 model trençkotun hepsine teker teker baktık, tam 525 pound'a kıyıp "Zayıflamam için motivasyon olur" diyerek düğmeleri zar zor kapanan bir trençkot alıyordum ki, D bana erkekler bölümünden hayallerimin trençkotunu buldu. Hem de 249 pound! Outlet'e gelince 995'ten 600 küsür pound'a düşmüş, sonra daha da inmiş. Eğer bir terzi bulup kollarını kısaltabilirsem hayat süper olacak.


**

Bu hafta Kanada'ya tatile giden arkadaşlarımın kedilerine bakıyorum. Evde cat flap var, kediler dışarı çıkabiliyorlar, ama geceyi evde geçirmeleri gerekiyor. Dün akşam yemeklerini vermek ve o sırada cat flap'i kapatmak için kedilerden birini ararken yok oldu diye nasıl korkulu dakikalar geçirdim anlatamam. Birazdan yanlarına gideceğim, şimdiden kediler iyidir umarım diye içim içimi yiyor. Kendi kedime bile "Sabah şu kadar gram yiyecek, akşam ıslak mamanın üzerine 10 tane kuru mama konacak" hesabı yapmıyorum, başkasınınkinin sorumluluğunu almak çok daha fena gerçekten. Bir daha asla yapmak istemiyorum.

No comments: