Söz konusu insan demiş ki, toplumsal hareketliliğin önündeki en büyük engel feminizmmiş. Çünkü feminizm olmasa "ev hanımı" olacak olan kadınlar üniversitelerdeki kontenjanları ve iyi para kazandıran işleri kaparak azim sahibi işçi sınıfı erkeklere yer kalmamasına sebep oluyorlarmış.
Bunun üzerine arkadaşımın "deli Katolik" olarak tanımladığı gazeteci Cristina Odone ise şöyle bir yorum getirmiş: Willetts feministlerin işçi sınıfı erkeklerin bu bahtsız duruma düşmesine sebep olduğunu söylemekte haklı, ama bunu işlerini ellerinden alarak yapmıyorlar. Bugünkü baskın feminizm anlayışına sahip olan feministler bütün erkeklerin harcanabilir olduğuna inanıp onların ayağını kaydırmaya çalışıyorlar. Willetts'in bu cesaretini takdir ediyorum, çünkü bu feministler korkutucu insanlar. Eleştiriyi kabullenemeyen bir şey haline geldi feminizm. Oysa benim feminizmim rekabeti değil, işbirliğini teşvik ediyor.
Böyle beyinsizce lafları kendini feminist olarak tanımlayan bir kadından duymak bence ne dediğini bilmeyen adamın tekinden duymaktan çok daha içler acısı bir durum.
Dünden beri kadın erkek kiminle konuştuysam herkes bu laflara sinir olmuş durumda.
1 comment:
hey masallah. ayni seyi bizimki de soylemisti, issizlik oraninin artmasinin nedeni is arayan kadinlarimiz diye. beyin bedava.
Post a Comment