9 Nisan Erol Alkan bileti aldım geçen gün, 11 Nisan'da Bloc Party+Foals var, 10'unda Peaches varmış az önce öğrendim. Hayatımdaki en süper 3 gün olabilir sanırım.
Lovers of the Arctic Circle izledik bugün, yine sinirlerim bozuldu. Sonu kafamı karıştırıyor zaten hala. Ama yine de mükemmel bir film. Jeux d'Enfants gibisi yok gerçi.
Nedensiz bir şekilde yıllardır dinlemediğim bir şarkı takıldı aklıma:
Bring back the memories, this one's giving up on you. I don't miss giving up on you and there's no more time, forgive me one more time. Cause I don't want you away.
Another day has passed that I'm regretting. The window's closed and she's not letting me in.
One breath one glance
Slipped away and
Missed call missed glance
I can't stay
Too late
She's gone
I will miss her voice, her eyes
And Love's first kiss
I can't remind you all the time
Bring it back
Bring it back to where we were before
The day is gone
The sky is blue
I know you're all alone
And the sky is blue
Come back to me
The sky is blue
The sky is blue
Come back to me, the sky is blue diyesim geldi bir an Lise 2 yılıma. Çok nostaljik olmak iyi değil, biliyorum. Anıları kafamda yeniden yaşamak o şeyi gerçekten yapmanın verdiği hissi verebiliyor olsa keşke, geleceğin tamamını anılarımı kafamda oynatarak geçirsem.
Myspace'ime bakmıyorum uzun zamandır pek, baksam da kullanmıyorum, sadece mesajlarıma bakıyorum/cevap veriyorum. Polonya'dan tanımadığım ve fotoları eğer fake değilse gayet taş ötesi olan bir hanım kızımız mesaj atmış bana "Londra'ya geliyorum arkadaşımla bize gay club önerebilir misin" şeklinde. Buraya ilk taşındığımda kendim de aynı durumda olduğumdan normalde asla cevap vermeyeceğim türde bir mesaja cevap verdim ben de. Daha sonra kızdan "Çok sağolll muck muck muck sen de gel bizimle?" modu bir cevap geldikten sonra fake olduğuna dair inancım iyice bir arttı. Kesin 40 yaşında çirkin abaza herifin tekidir diye düşünüyorum hatta. Bu abaza erkeklerin lezbiyen takıntısı nedir anlamıyorum ben. Sizce?
Lovers of the Arctic Circle izledik bugün, yine sinirlerim bozuldu. Sonu kafamı karıştırıyor zaten hala. Ama yine de mükemmel bir film. Jeux d'Enfants gibisi yok gerçi.
Nedensiz bir şekilde yıllardır dinlemediğim bir şarkı takıldı aklıma:
Bring back the memories, this one's giving up on you. I don't miss giving up on you and there's no more time, forgive me one more time. Cause I don't want you away.
Another day has passed that I'm regretting. The window's closed and she's not letting me in.
One breath one glance
Slipped away and
Missed call missed glance
I can't stay
Too late
She's gone
I will miss her voice, her eyes
And Love's first kiss
I can't remind you all the time
Bring it back
Bring it back to where we were before
The day is gone
The sky is blue
I know you're all alone
And the sky is blue
Come back to me
The sky is blue
The sky is blue
Come back to me, the sky is blue diyesim geldi bir an Lise 2 yılıma. Çok nostaljik olmak iyi değil, biliyorum. Anıları kafamda yeniden yaşamak o şeyi gerçekten yapmanın verdiği hissi verebiliyor olsa keşke, geleceğin tamamını anılarımı kafamda oynatarak geçirsem.
Myspace'ime bakmıyorum uzun zamandır pek, baksam da kullanmıyorum, sadece mesajlarıma bakıyorum/cevap veriyorum. Polonya'dan tanımadığım ve fotoları eğer fake değilse gayet taş ötesi olan bir hanım kızımız mesaj atmış bana "Londra'ya geliyorum arkadaşımla bize gay club önerebilir misin" şeklinde. Buraya ilk taşındığımda kendim de aynı durumda olduğumdan normalde asla cevap vermeyeceğim türde bir mesaja cevap verdim ben de. Daha sonra kızdan "Çok sağolll muck muck muck sen de gel bizimle?" modu bir cevap geldikten sonra fake olduğuna dair inancım iyice bir arttı. Kesin 40 yaşında çirkin abaza herifin tekidir diye düşünüyorum hatta. Bu abaza erkeklerin lezbiyen takıntısı nedir anlamıyorum ben. Sizce?
3 comments:
bu abazanlar bizle egoları yüzünden takıntılılar..baya bir.
iğrenççç
ben de benzer bir problem çekiyorum, ama benimki yaklaşık 3 yıldır devam etmekte. bloga şöyle bir söveyim dediydim bu konuyla alakalı, bir de uyku ilacı fotosu bulayım dedim, senin bloga denkgeldim.
hiçbir ilacın da etkisi yok. belki bazı günler anlık etki yaratsa da kalıcı bir etki yok, düzene sokmak gibi. tamtersi gündüz mal mal dolaştırıyor. eniyisi bayılacağın noktaya kadar uyumayıp, sızmak. geçmiş olsun hadi...
ay ne çok yazdım...
Post a Comment