Wednesday, 1 February 2012

all the pennies in the thames will not make it how it was

Facebook'taki "Londra'da ev arkadaşı arıyorum" ilanım sayesinde aynı durumda olan bir arkadaşımın varlığından haberdar olmam üzerine birlikte ev bakmaya başlamıştık geçen hafta. Yeri mükemmel ve kendisi çok şirin bir ev bulduk ve tutmaya karar verdik. London Feminist Library'e 5-10 dk yürüme mesafesinde. En çok gittiğim sinema olan ve film festivallerinin düzenlendiği BFI, oranın süper sıcak viski yapan barı, süper konserlerin düzenlendiği Royal Festival Hall, Thames Nehri ve binme zamanımın çoktan gelip geçtiği London Eye artık evimin dibinde olacak. Londra'nın en sevdiğim bölgesi kesinlikle South Bank, o yüzden bu konuda ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Evin bana yetişebilmesi için gereken reference check'tir, bilmem nedir türü işlemlerin 1 hafta içinde tamamlanması gerekiyor, umarım emlakçılar ayak sürümez ve bu işi olabildiğince çabuk hallederler.




Geriye iş bulmak kalıyor.

Birkaç gündür farklı sitelerde iş bakıyorum. Gördüğüm kadarıyla hem diplomalarımı kullanabileceğim herhangi bir sektörde, hem de medya sektöründe yeni mezun ve deneyimsiz birinin iş bulabilmesi imkansıza yakın bir şey. Baktığım asistanlık türü pozisyonlar için bile deneyim istiyorlar. İlk başta "Yüksek lisans bitirip ayak işi mi yapacağım, yok artık" diye düşünürken, o "experience required" ifadelerini gördükçe umudumu yitirmeye ve çıtamı düşürmeye başladım. Ayrıca kimse deneyimsiz insanı işe almıyorsa, deneyim nasıl kazanıyor insanlar, bunu da anlamış değilim.

No comments: