Sözlükte biri Zenne için "İlk kez 'gelse de gitsek' dedirten Türk filmi" yorumunu yapmış. Ben de üç aydır büyük bir heyecanla "Gelse de gitsek" diye düşünüyorum. Filmin iyi ya da kötü olması umrumda bile değil, bu ülkede beyaz perdede eşcinsel karakterleri göreceğim için heyecanlıyım sadece. Yarın artık sonunda annemi de alıp filmi izlemeyi planlıyorum.
Ne zaman bir filmi izleyip çok etkilensem, sözlükte hakkında yazılanları okurum. Bu kez filmi izlemeden etkilendiğimden, yorumları da izlemeden okuyayım dedim. Yine elinizi sallasanız elli tane homofobik insana çarpıyorsunuz. Yok efendim eşcinsellik hastalıkmış, sapıklıkmış, bu filmin de tek amacı eşcinselliği "normal" göstermekmiş. İnsanlar filmi izlerken seks sahnelerinde "Iyy, iğrenç" yapıyorlarmış, kalkıp çıkıyorlarmış. Klasik, yaratıcılıktan uzak ve artık kabak tadı vermiş bildiğimiz homofobik zırvalar kısacası.
İnsanların içindeki bu nefreti anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. "Hadi gidip 15 dakikamı filmin başlığının altına homofobik bir entry girerek harcayayım" diye düşünmek nasıl bir ezikliktir? İşi gücü bırakıp bununla uğraşan insan ne kadar boş bir insandır? Başkasına en ufak bir zararı dokunmayan, seninle en ufak bir alakası dahi olmayan bir insan grubuna karşı ruhunu nefretle doldurmanın amacı nedir? Aklı başında hangi insan tanımadığı, bilmediği bir insan grubundan nefret etmeye enerjisini harcar? İnsanların sizi kâle almasına bu kadar mı muhtaçsınız, sesiniz ancak nefretle yırtınınca mı duyuluyor? Asıl hastalık, asıl "sapıklık" homofobidir diye kaç kez daha söyleyeceğim bu blogda?
Homofobinin bir ucu nasıl cehalete dayanıyorsa, diğer ucu da gizli kalmış eşcinselliğe değiyor bence. Böyle her fırsatta homofobisini dile getirmeden duramayan tipler aslında içten içte eşcinsel eğilimleri olduğunu biliyorlar ve bu eğilimi açıkça, korkmadan yaşayabilenlere katlanamıyorlar. Gerçekten bu kadar şiddetli ve gözü kör bir homofobinin arkasında Glee dizisindeki Dave Karofsky vakasının* yattığına kalıbımı basabilirim, o kadar eminim.
*Glee izlemeyenler için dizide okulun açıkça eşcinsel olan tek öğrencisi Kurt'e kabadayılık edip duran Karofsky adında homofobik biri vardı. Sonradan kendisinin eşcinselliğini gizlediği ve aslında Kurt'ten hoşlandığı ortaya çıkmıştı.
Bu filmi izlemeye gittiğimde salonda saçma sapan davranan biri karşıma çıkarsa arada falan yerimden kalkarken yanlışlıkla en topuklu ayakkabımla tüm gücümle ayağını ezebilirim. Ya da kendimi tutamayabilirim, çıkışta o kuş beyinli kafaları omzuma çarpabilir. Belki böylece 21. yüzyıla ışınlanmayı becerebilir zihinleri.
Akşam akşam sinirlendim yine.
Ayrıca iki erkeğin birbirlerine aşık olmasını katlanılamaz bulan insanlar niye 15TL falan ödeyip bu filmi izlemek için sinemaya gider, bunu da anlayabilmiş değilim.
No comments:
Post a Comment