Özellikle regl öncesi dönemimde (ve bir de o dönem dolunaya denk geldiğinde) ortalığı birbirine katıyorum. Şu aralar da tam o moddayım. Dün mesela Forum'a yemeğe gittik. Gün içinde sabah geç gelen, 10 dakikada bir mola verip evin içinde sigara içen, kedinin huzurunu kaçıran, işleri de doğal olarak geç biten temizlikçi beni zaten iyice germişti. Ülkem trafiği hakikaten de babamın ifadesiyle "dangoz" dolu olduğundan arabayı kullanan ben olmamama rağmen daha da bir sinirlendim yolda. Sonra boş park yeri olmayışı ve annemin mırın kırın edip dar park yerlerine girmek istemeyişinin yine arttırdığı sinir katsayımla birlikte üst kattaki tavukçuya oturduk. "7 TL'ye Efes bira mı olur" diye bir sinir olduktan sonra tavuklu fajita söyledim. Biraz sonra fajitam gayet cızırdamayarak ve tortillası eksik bir şekilde geldi. "Bunun tortillası nerede" diye garsona söyledikten 5 dakika sonra "Buyrun" diye önüme bir adet kocaman dürüm ekmeği koydular. "Bu ne ya" diye baya yüksek sesle söyleniyordum o sırada. Annemin "Neyse artık, bunu ye bir daha buraya gelmeyiz" ısrarıyla "fajita"mı yemeye koyulduktan sonra bir de sour cream'in bildiğimiz sarmısaklı yoğurt - krema karışımı uyduruk bir şey olduğunu ve tavukların aşırı pişirilmekten sert ötesi hale geldiğini fark ettim. Önlü arkalı bir şikayet formu doldurduktan sonra anneme "Niye bahşiş bıraktın ki, hak etmiyorlar" serzenişlerim eşliğinde ayrıldık.
Bugün de kırk yılda bir Yemeksepeti'nden Burger King sipariş vereyim dedim. Siparişim 5 dakikalık yolu 45 dakikada geldi, 11 TL tutmuştu, 20 verdim adama, bozuğu olmadığını ve hemen bozdurup geleceğini söyleyip gitti. 2 saat geçip hala gelmeyince Yemeksepeti'ne mail attım (Burger King TR sayfasında tabii ki ulaşım için bir email adresi yoktu), adam ancak o zaman geldi.
İşini doğru düzgün yapmayan insanlara sinir oluyorum.
Bazen bana bu sinirin fazla Gordon Ramsay programı izlemekten geçtiğinden şüpheleniyorum.
No comments:
Post a Comment