Thursday, 5 March 2009

if only tonight we could sleep..


Nüfusun %73'ünün L, G, B ya da T; %21'inin kararsız ve %6'sının straight olduğu şehir Brighton'a gidiyorum yarın. Student Pride ve Winter Pride var haftasonu boyunca. Normalde İngiltere'nin en önemli pride organizasyonu olan ve San Francisco/LA olmasa dünyadaki en süper pride da olabileceğini tahmin ettiğim Brighton Pride (yaz sonu yapılan) kadar eğlenceli olur mu bilemiyorum ama ben içtiği kokteyllerden kimseyi takmayacak kıvama gelmiş gülerek kendi kendine dans eden bir kişi haline gelene kadar eğlenmeye kararlıyım.

Private Dancer'ı sipariş verdim bugün Amazon'dan Mighty Boosh'larımla birlikte. Neredeyse onun kadar iyi olan başka bir hikaye daha buldum bugün ayrıca sanırım. Mutluyum.

Ev arkadaşlarımdan gittikçe daha da tiksinir hale gelmiş bulunuyorum son 2 haftadır. Özellikle yan odamdakini gece yastıkla boğmaktan büyük zevk alabilirdim suç olmasa. Dünyadaki en sıcak ve sevmesi kolay insan olmadığımı biliyorum ama asla ve asla gece 3te eve sarhoş gelip bağırıp çağırdığım, sabahlara kadar bangır bangır müzik dinlediğim -hatta başkası rahatsız olmasın diye kulaklıkla dinliyorum, thank you very much- ya da aynı evde yaşadığım birinin hakkında fısır fısır dedikodu yaptığım görülmemiştir. Bu kadarına küfretmeden ancak görgüsüzlük ötesi tanımını yakıştırabiliyorum. Ben şu satırları yazarken gerizekalı insan 80lerin pop şarkılarını evin tamamına yayın yapmakta. Herkeste bir The Cure'un popüler şarkılarını, 70ler Amerikan folk'u ve türlü abuk şeyler dinleme hevesi bugünlerde, nedir? Mesela Ghostbusters çalıyor şu an hmhmhmh.

Annem dışında kimseyle aynı evde yaşayamadım hayatım boyunca, babamla bile 2 günden fazla aynı ortamda bulununca deliriyoruz. Hatta şu anda fark ettim, Lisa'dan başka bana 2-3 gün üst üste katlanabilen insan yok. 24 saat bir arada olsak o bile katlanamaz belki. Ama ev arkadaşımın öküz olduğu gerçeğini değiştirmiyor bu.

Sabah Lisa'dan evime dönerken gece tren raylarının buz tutması nedeniyle 2 saatlik bir gecikme sonrası otobüs-tren-tren-otobüs şeklinde ancak evime ulaşabildim. British National Rail'e buradan selamlarımı yollamak istiyorum.

Geçen haftaki NME cd'sindeki Art Brut-Catch mükemmel bir cover olmuş. Orijinalinden (The Cure) bile iyi belki de. Ayrıca Eddie Argos Eurovision'a katılmalı kesinlikle İngiltere adına.

Yes I know who you remind me of
A girl I think I used to know
Yes I'd see her when the day got colder
On those days when it felt like snow

You know I even think that she stared like you
She used to just stand there and stare
And roll her eyes right up to heaven
And make like I just wasn't there

And she used to fall down a lot
That girl was always falling
Again and again
And I used to sometimes try to catch her
But I never even caught her name

1 comment:

jackfairy said...

tahmin edersin ki basliga ve sarkiya takildim, seni ve o 24 saatimizi cok ozledim =.)