Tuesday, 24 February 2009

ben sensiz istanbul'a düşmanım

Zeynep'in "Gripin sever misin" sorusuna olan "Sensiz İstanbul'a Düşmanım ve Dalgalandım da Duruldum'dan başka şarkılarını bilmiyorum" cevabım bende o şarkıları dinleme isteği uyandırdı deli gibi. Normalde bu tür şeyler dinlemeyen ve dinleyenlere ıy gözüyle bakan biri olarak, kendime de ıy gözüyle bakılmasını takmamaya karar vererek buraya bunu yazıyorum. Şu 2 şarkı ağzıma sıçıyor benim. Burada bahsetmiştim, geçen sene benden daha sorunlu olduğuna inandığım son derece eksantrik bir insan olan psikiyatristimden çıktıktan sonra Caddebostan Migros'a girdim, Cansu'yla sahilde otururken onun yediği sandviçlerden aldım, onu aradım sonra oralarda mı diye, değildi, taksiye binip eve dönmeye karar verdim ben de, içimde bir buruklukla takside otururken trafik tıkandı tam Marks and Spencer'a çıkan yolda, radyoda Dalgalandım da Duruldum çalıyordu. O günü hatırladım yine, gayet mutlu bir şekilde günüme başlamışken eve ağlaya ağlaya döndüğümü hatırladım. O ev artık benim değil, Cansu artık yok, psikiyatristim bile yok. Bugünlerde depresif ruh halim hafif hafif geri dönmeye başladı, sebepsiz ağlamalar, ilacımın dozunu mu artırmalıyım diye düşünüyorum. Sinirlerim bozuldu kısacası.

Paramparça
Paramparça ne varsa kadınım
Yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adın
Ne olur, gel, gel, gel, gel
Ben sensiz İstanbul’a düşmanım.

Şu sözlerin ne kadar doğru olduğunu hissetmek korkutuyor beni. Geçen seneki halime dönmekten, yine depresyona girmekten, yine öyle hissetmekten korkuyorum.

Sen de hala paramparça mısın kadınım?

No comments: